Ukte

/
0 Comments
Çocukken, büyüdüğümde hangi mesleği yapmak istediğimle ilgili ilginç bir şey söylerdim: "Bilim kadını olacağım". Bu 5-6 yaş civarı kafama taktığım bir şeydi ve bir süre kendimi bir icat yapmış olarak dergi kapaklarında hayal etmemle ergenliğe doğru sızdı. Madame Curie hastası olduğum bir figürdü, zaten geçen sene Pantheon'daki mozolesini ziyarete gittiğimde de içim bir acayip oldu, eski hayaller depreşti.

Ama aralarda, tabii ki farklı şeyler de aklıma takılırdı. Örneğin 9-10 yaşlarındayken, arkeolog olmak istediğime karar vermiştim. Ve doğrusu, diğer düşündüklerim arasında bu o kadar net bir histi ki, hala içimde hatırlayabiliyorum.

Sonra nasıl vazgeçtiğimi söyleyeyim. Tabii o zaman - ve halen ama azalarak :/ - istediğim şeyi yapabileceğim hissine sonsuz bir şekilde sahip olduğum için, arkeolog olmakla aramda hiçbir engel yoktu, olamazdı. İstiyorsam olurdum. Fakat annem bana bir gün, ben büyüyüp üniversiteden mezun olup bir kazıya katılana kadar, bütün eserlerin bulunmuş olacağını söyledi!!! Annemin mühendis olduğunu belirtmeme bilmem gerek var mı... Tabii ki hislerim annemin yetişkin sözleri karşısında fazla tutunamadı, başka arayışlara girdim.

Taa o zamandan karakterime uygun bir hayal kurduğumu söyleyebilirim, işaretlerini alıyor insan demek ki. Lisede şehrimizi ziyarete gelen yaşıtlarıma türbe ve camileri dolaştırır (!) bu gezilerden çok sıkılmalarına da bir anlam veremezdim örneğin. Ki bu çok sonraydı. Sonuçta bir rehberle evlenmemi de şimdi düşününce hiç şaşırtıcı bulmuyorum :D Hafta sonu gidip güzel mozaikler görelim diye hayal kurmak da bizim ailenin bir rutini oldu artık...

Şu yazıyı okudum da demin, uktem depreşti. Halen gazetelerde bir kazı haberi okuduğumda, üniversiteden mezun olacağım zamanı ve haberdeki kazıya yetişip yetişemeyeceğimi hesaplar dururum....


You may also like

Hiç yorum yok:

İzleyiciler