Ben doğuralı 5 ay olacak neredeyse. Bir türlü bitmek bilmeyen bir doğum hikayesi yazıyorum :P Ne yazıymış arkadaş. Gerçi bu kadar işin arasında zor. Özetle normal epiduralsiz falan doğurdum ben. Gerçekten pek kolaydı, Allah herkese böylesini nasip etsin, ama öncelikle sağlıklı huzurlu bebişler versin.

Hayat koşturmaca içinde geçiyor. Ocak'a kadar ücretsiz iznim devam ediyor. Ocak'a bence şurada ne kaldı ki. Zihnim arkada konuyla ilgili çalışmaya başladı bile, kendimi yöneticimle konuşurken falan hayal ediyorum arada. İstifa edesim var ama evde oturmak için değil, yeni iş bulmak için. İşimden memnun değilim :/

Çok şükür ki nisbeten uslu bir kızım var. Ama uslu demek, uyku problemleri emme problemleri yaşamıyoruz anlamına gelmesin. Kiloda düşük persentilde olup, onun da aşağısına kaymaya başladığımız için sürekli doktorun nefesini ensemde hissediyorum. 2 aydır beceremediğim "süt artırmak için sağma" olayına 2 gündür asıldım. Çarşamba kayınvalideme gideceğim, şehir dışına. Ondan da beni kampa almasını rica edeceğim. Böyle evde aç bilaç süt olmuyor anacıım.

Salı yani yarınki doktor kontrolünde bence artık mama başlayacak, bir de denemelik ek gıda. Dr başlamazsa da ben vereceğim ek gıdayı, çünkü bizimki yalanmaktan mahvoluyor karşımda. Acıklı acıklı bakıyor. Herhalde yiyesi var çocuğun, mememe de gıcık mı oldu nedir. Nerede o ilk haftalardaki bir haftada alınan 400grlar... Hastane çıkışı eve gittik, kontrole döndük, kilo vermesi beklenen bebe 150gr almıştı! Maaşallahtı evet ama bana bir "Mehe bu süt azalmaz arkadaşşş" özgüveni geldi ki, çok yalanmış işte o. Herkese önerim, süt 4. ayda azalıyor ve önceden önleminizi hazırlığınızı yapmanız lazım...

Kısa bir yazmaya giriyorum, işin içinden çıkamıyorum. Asıl hedefim, madem doğum hikayemiz ortaya çıkamıyor, hızlı hızlı ürünler yazıları yazmak. Ben çok blog okudum çünkü ürün satın almadan önce, başkalarına da faydam olsun istiyorum. O yüzden yeni hayatımdan yaptığım ilk yayını burada kısa kesiyorum ve bir sonraki yazımı bekleyin diyorum efenim. Saygılar :)
Haftaya sürekli bahsedilen ama kendi başıma bu kadar erken gelmesini hiç ummadığım bir hamilelik sendromu ile girdim: Uykusuzluk ve aşırı yorgunluk. Özellikle yorgunluktan kaynaklı uykusuzluk tam bir kombo yaparak beni iyice sinir etti. Sonra da sinirden uyuyamaz oldum  :P

Aşırı yorgunluğu ilk kez şöyle farkettim: Bir şirket aktivitesinde, uzun zamandır müşteride olduğum için göremediğim arkadaşlarımı görünce, tam bir sosyal kelebek gibi oradan oraya uçtum. Hep ayakta herkesle muhabbet edeyim derken, birileri uyardı, 2 çocuğu olan bir arkadaş; sen artık otur diye... Ama kendimi gayet iyi hissediyordum. "Sonra çıkar acısı" dedi ve dediğinde de yanılmamış. Akşam eve gidip, bir de sabah kahvaltısına misafirlerim olduğu için hazırlık yapayım diye geç saate kadar oturunca, yatağa gittiğimde artık uyuyamayacak kadar yorgundum. Oraya dönüyorum, buraya dönüyorum, mümkünatı yok. Mıyır mıyır yattığım yerde sesler çıkarmaya başlayınca eşim uyandı, uyuyamıyorum, ayaklarım sanırım, çok ağrıyor dedim. O biraz ovarken, ben de hafifçe yükseğe ayaklarımı atar atmaz uyuyakalmışım.

Nitekim hep sol yanıma yatıyorum. Ki sevdiğim uyku pozisyonudur. Hem de bacaklarımın arasına yastık koyuyorum. Bu da 1 senedir yaptığım bir şey, dizlerimden sakatlanınca çok iyi gelmişti. Ama bu vaziyetteyken bir de ayaklarımı havaya kaldırabilmek istiyorum :P Tabii ki omurgamın elinden gelmeyecek bir şey bu. Öyle uyuyamayınca bu sefer çok da önerilmeyen sırt üstü yatışa geçip, ayaklarımın altına yastık alıyorum. Cık. Tekrar sola dönüyorum. Bu sefer de öne devriliyorum ve karnım sıkışıyor. Eyvah bebek mi sıkıştı diye bir heyecanlanıyorum :P

Velhasıl kelam, acaba bu hamile yastıkları işe yarar mı diye düşünmeye başladım. Çünkü uykusuzluk ayrı, bir de sabahları uyanamayıp işe geç kalır oldum. Eh o zaman da koştur koştur işe geliyorum, şu an çok ağır olmasam da gene hopçikten zıplamalar rahatsız eder oldu. Nefesim de artık daha çabuk kesiliyor...

Sizlerin yastıklarla ve uykuyla tecrübeleriniz nasıldı? Baktım, hamile yastıkları pek öyle ucuz değil, evde de çok yer tutacak. Yatırım yapmadan önce fikir almak çok faydalı olacak...

Yavaş yavaş diğer ihtiyaçları da ağırlaşmadan halletmek istiyorum. Bebekle alakası yok ama, evdeki perdeleri yaptırmam gerekiyor ve kornişler takılacak. Ardından mobilyacıya gitmeliyiz. Sorun şu ki, seçtiğimiz bebek mobilyası, odadaki tekli yatak dururken oraya sığmıyor. Belki bebeğin yatağını sonradan yaptıralım, önce gardrobu alalım diyebiliriz. Ama insan da ilk çocuğunun odasını tamamlayıp şöyle bir görmek istiyor yani :/

Bir yandan da ben bebişin yatak odasında yanımıza yatması için bir park yatak istiyorum. Aslında mobilyalı yatak pek kullanılmayacak bu hesapla ilk senesinde. Tabii ki ters köşe olmazsak, ille de odamda yatacam ben yea, demezse :) Dolayısıyla, sırf kendi gözüme güzel gözüksün diye bir bebek yatağı yaptırıyor da olabilirim :P

Sonra bebek arabası almak lazım. Hafta sonu Caddebostan sahilde birkaç model gözüme çarpmıştı, ama hamile kafası işte, eve döndüğümde isimlerini unuttum :) Artık not almadan gezmeyeceğim. Tabii milleti dikizlerken ne komik hallere düştüğümü siz tahmin edersiniz :) Bu arada önerilerinize de açığım :)

İsim konusu. Bence en zorlarından biri o. İnsan nasıl başka bir insan için tüm hayatında kullanacağı ismi seçebilir yaa... Bu bana düşündükçe çok uçuk geliyor. Sonra o insan evladı hakkında her ama her kararı bizim vereceğimizi düşündükçe, olay daha da kopuyor... Sanırım anne-babalığın nasıl birşey olacağına dair idrakım bayağı arkadan geliyor!!!

İş yoğunluğu bir tık ama çok değil sadece bir tık azaldı. Ancak ben artık daha çok yorulduğumdan, "32. haftaya daha çok var, 37'ye daha da çok var, işten ne zaman kurtulucam ben" tripleri yaşamaya başladım bile... Bakalım hamileliğimin ilk zamanlarına göre bundan sonra zaman nasıl bir hızda akacak..

Güzel olan şeylerden biri, annem burada, kayınvalidem de buradaydı. En azından haftada birkaç kez yemek derdi olmadan işten çıktığım oldu. Anneme yemek siparişi bile verdim bu akşam için :) Yuppili, lahana sarması yiyeceğiimmm! Teyzemin ördüğü şeyleri annem bu sefer yanında getirdi. Bebek için neler neler örmüş kadıncağız ya, hangisini hangi ara giydireceğim şaşırdım.

Kızım artık karnımda çılgınlar gibi tepiniyor :) Çoğunlukla artık dışarıdan da izleyebiliyorum hareketlerini. Hele ki şeker yüklemesi tam bir maceraydı. Tüm gece + sabah aç kalıp, birden şekerli suyu içince, karnımdan resmen fırlayacak gibi oldu bebecik. Dışarıdan videoya bile çektim. Neyse ki diyabetim yokmuş. Hiç çekilecek şey değil insanın canı bir sürü şey isterken doğrusu, gebelik diyabeti yaşayanlara Allah kolaylık versin :(

Hala doğum için hastane / doktor seçemedim. Kendiminkini değiştireceğim diye diye doğuma gireceğim bu gidişle. Bu hafta sonu yapılacak işler listesinde bir de doktor ziyareti olsun bakalım...

Böyleyken böyle sevgili blog dünyası. Bir mucizeye şahit oluyorum. Hayatım baştan sonra tamamiyle değişecek. Ancak sanmıyorum ki bu değişimin boyutlarını henüz idrak edebilmiş olalım :)

İzleyiciler