Karantinanın 35. Günü

/
0 Comments
Photo by Kelly Sikkema on Unsplash

Blog yazmaya dönmek için, çocuk doğurmaktan sonra olağanüstü bir başka olay yaşamam gerekiyormuş. Kısa kısa yazacağım artık, çünkü hem sosyal medya tecrübesi insan canlısını uzun okuyamaz kıldı. Hem de böyle daha fazla yazabileceğime inanıyorum.

35 gündür, çok zorunlu bazı işler dışında evden çıkmadım. Toplasak 5 saat dışarda kalmamışımdır. Çok garip, hissettiklerim de öyle. Yavaş yavaş, yazarak ortaya çıkabileceğine inanıyorum. Çünkü, yazmak iyidir.

Dün kızım B. çok ilginç bir şey yaptı: A4 kağıttan kendisine bir arkadaş kesip yapıştırmaya başladı. B. bu Pazar 6. yaşına girecek. Yalnızlıktan ve izolasyondan kendisine bir kağıt çocuk yaptı. Onca da bebeği var, neden yaptı anlamadım.

Öğlen sitede kısa bir yürüyüşe çıkardım onu. Güneşliydi hava ve sıcak. Evde durdukça her yanının ağrıdığından şüpheleniyorum. Dışardayken bana, "Anne hava tam Şile'lik..." dedi. Bu bizim, hafta sonları, yaz da çok tepede değilkenki etkinliğimizdir. Bu cümle güneşi, kumu, bize birayı, onlara patates kızartması yemeyi, yüzemeden suyla tepişmeyi, sıcak bira içip içip hiç ısıtılmamış suyla açık duşlarda dondurucu bir duş almayı, onların da üzerinden kenarda ısıttığımız 5 litrelik suları döküvermeyi, akşamına da gün batımına karşı rakı meze yapmayı tanımlar. Özledik çok...

Dün gece de yatarken babasına, "Gün batımını izlemeyi özledim" demiş.

6 yaşında çocuklar melankolik oldu...

Photo by Kelly Sikkema on Unsplash


You may also like

Hiç yorum yok:

İzleyiciler